Bir önceki yazımda, ‘Ben de Varım Demek Neden Bu Kadar Zor?’ başlığında duygusal ihmalin yetişkinlikteki etkilerine dair bazı düşüncelerimi paylaşmıştım. Şöyle bir kısım vardı: "Çünkü çoğu zaman çocuklar ihtiyaçlarını dile getirdiklerinde değil, sustuklarında daha çok kabul görür. Zamanla kendini yok sayma, sevilmenin koşulu sanılır."
Bugünkü yazımda ise şu kısımdan yola çıkarak, hayır diyebilmek ve sınır koymakla ilgili bir şeyler paylaşmak istiyorum.
‘Hayır diyebilmek’ ve ‘sınır koymak’ kişinin kendi duygusal ihtiyaçlarını ve ruh sağlığını koruyabilmek adına başkalarına karşı zihinsel, fiziksel ya da duygusal mesafe çizebilmesidir. Geliştirilmesi zor bir beceri olabilir fakat karşısındakini kırmadan aynı anda kendi isteklerini de gözardı etmeden dengeyi kurabilmek, bu becerinin en olgun halidir. 'Sınır koymak' ve 'hayır diyebilmek' aynı zamanda özsaygının da bir göstergesidir; kendi değerinin farkında olur ve bunun farkında olarak hareket eder. Bu tutumun özşefkati de içereceğini pekâlâ söyleyebiliriz. Kişi neyi isteyip istemediğini bilir, başkarının arzularına gösterdiği hassasiyeti kendisine de göstermeyi önemseyecek ve öğrenecektir.
Henry Cloud ve John Townsend'in Sınırlar adlı kitabı bu konuyla ilgili okuyabileceğiniz ve doyum sağlayabileceğiniz bir kitap. Bu kitapta dediği gibi;
"Yüreğimizdeki istekler bize doğanın bir armağanıdır. Eğer başkalarının sahip oldukları veya başardıkları üzerinde odaklanıyorsak, kendi sorumluluklarımızı ihmal ederiz ve sonunda boş bir yüreğe sahip oluruz." s.104
Sınır kavramı da hayatımızda bu şekilde var olur. Kendi sınırlarımızı koruyabildiğimiz ve saygı gösterilmesini beklediğimiz ölçüde bizim de aynı şekilde sınırlarımızı bilmek, aynı saygıyı karşımızdaki kişiye göstermek oldukça önemlidir. Ebeveynlerimiz, arkadaş, iş ya da duygusal ilişkilerimizde sınırları bilmek bizi güvende hissettirir. Bireysel alanlarımızı koruyabildiğimizi, buna sınırsız hakkımız olduğunu bilmekle birlikte içinde bulunmaktan hoşlanmadığımız bir durum ya da olayda hayır diyebilmenin verdiği özgürlüğü tatmak da yine bu hakka dahil. Hayır diyebilmenin huzurunu korkusuzca hissedebildiğimiz günlere...
Okuduğunuz için teşekkür ederim.